Gençlik Dönemi ve Suçluluk İlişkisi

Sosyal Medya da Paylaş

GENÇLİK DÖNEMİ VE SUÇLULUK İLİŞKİSİ

Gençlik dönemi hızlı bir değişim dönemidir. Bu dönemin başlamasıyla birlikte cinsel ve saldırgan dürtülerde ani bir artış olur. Gencin artan bu saldırganlık impulslerini kabul etmesi ve onlarla başa çıkabilmesi gereklidir. Gencin artan bu saldırganlık enerjisini verimli ve yapıcı alanlara aktarabilmek önemlidir. Gencin saldırganlık ile ilgili dürtüleri davranış bozuklukları ve antisosyal davranışlarla kendisini gösterir.

Gençlik Dönemi Sorunları

İnsanlığın bir anlamda geleceğini teşkil eden gençlerle ilgili olarak yetişkinler her zaman kaygılanmışlardır. Bu kaygıların en belirgin nedenlerinden birisi yeni neslin yani gençlerin köklerinden kopuk, duygusal sorunları olan, benmerkezcil ve maddeci olduğuna duyulan inançtır. 90’lı yılların gençliğinin bu özellikleri taşıdığı fikri onlar hakkında olumsuz düşünülmesine yol açmaktadır. Özellikle batılı toplumlarda gençler arasında yüksek oranda  suça ve şiddete yönelik davranışlar, ilaç ve alkol kullanımı, erken ve evlilik dışı gebelikler, intihar olayları görülmesi bu kaygıyı arttırmaktadır. Bir grup bilim adamı ise bugünün gençliğinin eskiye göre daha bilgili, açık, dürüst ve hoşgörülü olduğunu savunmaktadır. Bu subjektif görüşler bir yana gençlik dönemi fırtınalı, bunalımlı ve karışık geçen bir dönem olarak görülmesine karşın yapılan çalışmalarda bu dönemin gençlerin çoğu için hiç de böyle sorunlu olmadığını göstermiştir. Bu çalışmada gençlerin genellikle uyumlu olduğu, ana babaları, öğretmenleri ve arkadaşları ile iyi geçindiği bulunmuştur. Türkiye’de Özbay ve arkadaşları tarafından yapılan geniş ölçekli bir çalışmada gençlerin hem genel olarak yaşadıkları sorunlar hem de benlik imajı açısından batıda elde edilen sonuçlara paralel şekilde iyi durumda oldukları saptanmıştır. Gençler genel olarak bu dönemlerini  aşırı sorun yaşamadan atlatsalar da çoğu genç nadiren ve geçici dönemler halinde isyankarlık, kafa karışıklığı ve duygusal karmaşa yaşayabilir.

Gençlik döneminde meydana gelen hızlı fiziksel ve ruhsal değişiklikler önemli bir gerilim kaynağı olabilmesine karşın pek çok genç bu dönemdeki sorunları başarıyla halledebilir. Ancak azınlık bir grup bu dönemin sorunlarıyla baş edemez ve ruhsal bozukluk gelişir. Yapılan çeşitli çalışmalarda gençlerin yaklaşık %10-15’inin önemli bir ruhsal veya psiko-fizyolojik bozukluk geçirdiğini ortaya koymuştur. Bu bozuklukların çoğunun kökenini muhtemelen erken gelişim dönemlerinde olmasına karşın ilk belirtileri gençli döneminde ortaya çıkar.

Gençlerde ortaya çıkan kimi ruhsal belirtilerin, örneğin yakın zamanda bir ebeveynini veya yakın arkadaşını yitirmiş genç bir insanın yaşadığı depresyonun sebeplerini anlamak kolaydır. Ama oldukça zayıf olmasına rağmen hala şişman olduğunu söyleyen ve kilo vermeye çalışan  bir anorektik gencin durumunda olduğu gibi kimi belirtileri anlayabilmek oldukça güçtür. Birçok gençte bu tür anlaşılmaz ruhsal belirtilerin kaynağı kaygı ve suçluluğa yol açacağı için bilinçli bir şekilde dile getirilemeyen ve farkedilemeyen dürtüler ve duygulardır. Savunma mekanizmalarının görevi bireyi bu tür acı veren duygulardan ve dürtülerden korumaktır.

Gençlik Dönemi ve Saldırganlık

Gençlik insanoğlunun şiddete ve saldırganlığa en yatkın dönemlerinden birisidir. Bunun nedenleri saldırgan dürtülerin artması, tepkilerin sözden çok eylemler ve davranışlarla gösterilmesi, hormonal ve biyolojik değişiklikler, fiziksel güç ve enerjideki artış bu durumun nedenleri arasında sayılabilir. Gençlik döneminde çeşitli suçlara eğilim en önde gelen sorunlardan birisidir.

Yakın zamanlarda yapılan araştırmalar genel olarak suça yönelik davranışların başlamasında ve sürdürülmesinde akrabaların ve arkadaş grubunun önemini ortaya koymuştur. Sosyo-ekonomik açıdan az gelişmiş kent kesimlerinde yaygın olan gençlik çeteleriyle ile ilgili yapılan araştırmalarda, bunların suça eğilim arttırmakla birlikte eğer iyi organize olmuş, şiddet eğilimi az olan bir grup ise gencin kişisel değer, akranlar tarafından kabul edilme ve kendini koruma gibi doğal eğilimlerini doyurmaya yardım edebileceği ortaya çıkmıştır. Genellikle suça eğilimli gençleri zeka düzeyi diğer gençlerden daha düşüktür. Kişisel etkenler de saldırganlık ve şiddet eğilimlerinin de içinde yer aldığı suça yönelik tutumları etkiler. Erken okul yıllarından itibaren bu tür gençlerin zor uyum sağlayan, az arkadaşlık kuran, hesapsız, dürtüsel davranışlar gösteren ve otoriteye karşı çıkan çocuklar oldukları araştırmalarla gösterilmiştir.

Gençlerde suça ve şiddete eğilimin en iyi öngürücüsü ana baba ile olan ilişkinin şeklidir. Çocuklukta ihmal edilen, aşırı katı veya dengesiz, daha çok fiziksel cezalandırmaya, dayağa dayanan bir disiplin uygulanan çocuklarda, gençlik dönemlerinde bu tür davranışlar daha sık izlenmektedir. Ana baba çocuk ilişkisinde karşılıklı düşmanlık, aile kaynaşmasının yokluğu, ana babanın çocuğu reddi, ilgisizliği bu tür gençleri ailelerinde sık rastlanan durumdur.

 

ARAŞTIRMA BULGULARI

Örneklem 2678-lise öğrencisi

  • Yüksek şiddet eğilimi 14,18,19 üzeri yaşlarda yoğunlaşmakta,
  • Erkek öğrenciler kız öğrencilerine göre yaklaşık iki kat oranında yüksek şiddet eğilimi göstermişlerdir.
  • Anne veya babaları vefat etmiş öğrencilerin (Özellikle anneleri vefat etmiş olanları belirgin olmak üzere) diğerlerine göre  daha “yüksek şiddet eğilimi” göstermektedir.
  • Anne ve babası ayrılmış olan öğrenciler gerek “yüksek” gerekse “orta” düzeydeki şiddet eğilimi bakımından nispeten yüksek bulunmuştur.
  • Yüksek öğrenim görmüş annelerin ve babaların çocuklarında şiddet eğilimi azalırken, ortaöğrenim görmüş annelerin çocuklarında nispeten tersi bir etki olmaktadır.
  • Yüksek şiddet eğilimi düşük gelir grubunda görülmektedir.
  • Az gelişmiş bölgelerde şiddet eğilimi artmaktadır.
  • Yüksek düzeyde şiddet eğilimi birden fazla kez sınıfta kalan, yani okul başarısızlığı olan grupta fazladır.
  • Öğrencilerin istedikleri mesleği seçme şansları azaldıkça şiddet eğilimi artmaktadır.
  • Aktif olarak spor yapan öğrencilerin, özellikte bir takımda oynayanların şiddet eğilimleri diğerlerine oranla fazladır.
  • Şimdi mutsuz ve gelecekten de endişeli olanlar daha yüksek şiddet eğilimi göstermektedirler.
  • Erotik, cinsel içerikli filmleri tercih edenlerin yüksek şiddet eğilimi yüksektir.
  • Rock müzik ve arabesk müzik tercih edenlerin yüksek şiddet eğilimi yüksektir.
  • TV’de spor programlarını tercih edenlerde yüksek şiddet eğilimi yüksektir.
  • “Kendime benzemek isterim” diyen grupta yüksek şiddet eğilimi azdır.
  • Öğrencilerin büyük çoğunluğunun korkusu üniversiteye girememektir.(%58) Bunu işsiz kalmak (%19.8), liseyi bitirememek (%37) izlemektedir.
  • Kız ve erkek arkadaşlarından ayrılma korkusu olanlarda yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Öğrencilerin %44’ü sorununu yakın arkadaşlarıyla paylaşmaktadır.  Psikologlara, rehber öğretmenlere başvuru %1.7’dir.
  • Ailesi okul hayatına karışmayan gençler arasında yüksek şiddet eğilimine sahip gençlerin arasında en fazladır.
  • Yüksek şiddet eğilimi gösteren öğrenciler ailelerini ilgisiz bulan öğrencilerdir.
  • Hiç kitap okumayan grupta yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Arkadaş grubu olmayan gençlerde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Yüksek düzeyde şiddet eğilimi sadece okul dışından arkadaşları olanlarda görülmektedir.
  • Zararlı maddelerin hepsini kullanan arkadaşları olan öğrenci grubunda şiddet eğilimi gösteren gençler en yüksek orana ulaşmaktadır.
  • Arkadaş grubunu tehlikelere karşı oluşturan gençlerin yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Yüksek şiddet eğilimi tuttuğu takıma karşı davranışları uğruna kavga edebileceklerde en yüksektir.
  • Kız erkek ilişkilerine kimse karışamaz diyenlerde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Kendilerinden başkalarıyla anlaşamayan gençlerde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Arkadaş grubunda çok sık kavga eden öğrencilerin  bulunduğu lise öğrencilerinde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Arkadaşları silah taşıyan öğrencilerde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Arkadaşları sadece erkekler olan öğrencilerde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Herhangi bir nedenle tehdit edilen öğrencilerde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Maddi ve parasal değerlere önem verenlerde yüksek şiddet eğilimi fazladır.
  • Aşk ve sevgiyi önemli bulanlarda yüksek şiddet eğilimi azalmaktadır.
  • Dersler arasında boş zamanlarını kahveye/pastaneye giderek geçiren öğrenciler yüksek şiddet eğilimini daha fazla göstermektedirler.